Ken Bill kadar uzun boylu.
- Ken is as tall as Bill.
Ken, Bill ve Yumi'yi davet ettim.
- I invited Ken, Bill and Yumi.
Ken'in adı çıkmış köpeğinin nerede olduğu Tom'un görüş alanının çok ötesinde bir sorun.
- The whereabouts of Ken's notorious dog is an issue well beyond Ken's ken.
Orası Amerika'daki en belalı şehir.
- Amerika'daki en tehlikeli kenttir.
Biz güzel bir şehirde yaşıyoruz.
- Güzel bir kentte yaşıyoruz.
I proposed to the Mariners, that it would be of great benefit in Navigation to make use of upon the round-top of a ship, to discover and kenne Vessels afar off.
A band led the parade through the city.
- Bir grup kentin içinden geçit açtı.
This lake supplies our city with water.
- Bu göl kentimize su sağlamaktadır.
Patio dining for breakfast is widely practiced in urban areas of France.
- Sabah kahvaltısı için veranda yemeği Fransa'nın kentsel alanlarında yaygın olarak uygulanmaktadır.
I've finally got used to urban life.
- Sonunda kent yaşamına alıştım.
Is there regular bus service to the town?
- Kente düzenli otobüs servisi var mı?
He walked around to see the town.
- Kenti tanımak için çevrede dolaştı.
Urban sprawl is environmentally damaging.
- Kentsel yayılım çevresel olarak zarar verir.
New York City has five boroughs.
- New York kentinin beş tane ilçesi vardır.
The city has a wonderful place to walk with children.
- Kentin, çocuklarla yürümek için harika bir yeri vardır.
This is one of the best places to eat in town.
- Yemek yemek için kentteki en iyi yerlerden biri.
Singapore is a nation smaller than New York City.
- Singapur, New York kentinden daha küçük bir ulustur.
New York City has five boroughs.
- New York kentinin beş tane ilçesi vardır.
... DANIEL KENT: No, it really does. ...
... DANIEL KENT: Sure. ...