Ken gelecek defa ne söyleyeceğini bilmiyordu.
- Ken didn't know what to say next.
Ken Bill kadar uzun boylu.
- Ken is as tall as Bill.
Ken'in adı çıkmış köpeğinin nerede olduğu Tom'un görüş alanının çok ötesinde bir sorun.
- The whereabouts of Ken's notorious dog is an issue well beyond Ken's ken.
Biz güzel bir şehirde yaşıyoruz.
- Güzel bir kentte yaşıyoruz.
Orası Amerika'daki en belalı şehir.
- Amerika'daki en tehlikeli kenttir.
I proposed to the Mariners, that it would be of great benefit in Navigation to make use of upon the round-top of a ship, to discover and kenne Vessels afar off.
put in a kenning of salt.
The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.
- Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.
My office is in the central area of the city.
- Ofisim kentin merkezinde.
Patio dining for breakfast is widely practiced in urban areas of France.
- Sabah kahvaltısı için veranda yemeği Fransa'nın kentsel alanlarında yaygın olarak uygulanmaktadır.
Bicycles are tools for urban sustainability.
- Bisikletler kentsel sürdürülebilirlik için araçlardır.
Rome is an Italian town.
- Roma bir İtalyan kentidir.
The town was defended by a large army.
- Kent, büyük bir ordu tarafından savunuldu.
Urban sprawl is environmentally damaging.
- Kentsel yayılım çevresel olarak zarar verir.
The city has a wonderful place to walk with children.
- Kentin, çocuklarla yürümek için harika bir yeri vardır.
We usually met at a certain place in the city.
- Biz genellikle kentteki belirli bir yerde buluşurduk.
I visited cities such as New York, Chicago and Boston.
- New York, Chicago ve Boston gibi kentleri ziyaret ettim.
Singapore is a nation smaller than New York City.
- Singapur, New York kentinden daha küçük bir ulustur.
New York City has five boroughs.
- New York kentinin beş tane ilçesi vardır.
... KEN LIU: Great. ...
... KEN LIU: Yes. ...