kelepçele

listen to the pronunciation of kelepçele
Türkisch - Englisch
handcuffs

Sami was led out of the courtroom in handcuffs. - Sami, kelepçelerle mahkeme salonundan çıkarıldı.

Sami took off Layla's handcuffs. - Sami, Leyla'nın kelepçelerini çıkardı.

shackle
kelepçelemek
(Kanun) cuff
kelepçelemek
iron
kelepçelemek
handcuff
kelepçelemek
manacle
kelepçelemek
to handcuff
kelepçelemek
shackle
kelepçelemek
to handcuff, to manacle
Türkisch - Türkisch

Definition von kelepçele im Türkisch Türkisch wörterbuch

kelepçelemek
Kelepçe takmak: "Yahut kendisini zorla kelepçeleyerek gönderirim."- A.Gündüz
kelepçelemek
Kelepçe takmak
kelepçele
Favoriten