kelepçele

listen to the pronunciation of kelepçele
Türkisch - Englisch
handcuffs

The police officer removed Tom's handcuffs. - Polis memuru Tom'un kelepçelerini çıkardı.

I was looking for some excitement so I decided to bring the handcuffs. - Biraz heyecan arıyordum bu yüzden kelepçeleri getirmeye karar verdim.

shackle
kelepçelemek
(Kanun) cuff
kelepçelemek
iron
kelepçelemek
handcuff
kelepçelemek
manacle
kelepçelemek
to handcuff
kelepçelemek
shackle
kelepçelemek
to handcuff, to manacle
Türkisch - Türkisch

Definition von kelepçele im Türkisch Türkisch wörterbuch

kelepçelemek
Kelepçe takmak: "Yahut kendisini zorla kelepçeleyerek gönderirim."- A.Gündüz
kelepçelemek
Kelepçe takmak
kelepçele
Favoriten