Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Mary sorrowfully buried her daughter.
- Mary kederli bir şekilde kızını gömdü.
Mary sorrowfully buried her mother.
- Mary kederli bir şekilde annesini gömdü.
Their eyes were full of sadness.
- Gözleri keder doluydu.
Happiness and sadness only last for a time.
- Mutluluk ve keder sadece bir süre boyunca devam eder.
War doesn't bring on peace; on the contrary, it brings pains and grief on both sides.
- Savaş, barış getirmez. Tam tersine, o acı ve keder getirir.
This will bring you to grief.
- Bu sana keder getirecektir.
Mary sorrowfully buried her son.
- Mary kederli bir şekilde oğlunu gömdü.
Mary sorrowfully buried her daughter.
- Mary kederli bir şekilde kızını gömdü.