keşfedilmemiş

listen to the pronunciation of keşfedilmemiş
Türkisch - Englisch
unexplored

The Sagittarius and Perseus Arms of the galaxy remained unexplored for thousands of years. - Galaksinin Yay ve Kahraman kolları binlerce yıl keşfedilmemiş olarak kaldı.

The sea bottom is still unexplored. - Deniz dibi hala keşfedilmemiş.

undiscovered
new
(sular) unplumbed
dormant
uncharted

We're in uncharted territory here. - Biz burada keşfedilmemiş bölgedeyiz.

unseen
unplumbed
keşfet
descry
keşfet
{f} reconnoitering
keşfet
{f} scout
keşfet
suss out
keşfet
discover

The motto of Twitter is The best way to discover what's new in your world. - Twitter'ın sloganı Dünyanızda nelerin yeni olduğunu keşfetmenin en iyi yolu.'dur.

An intellectual is a person who has discovered something more interesting than sex. - Bir aydın, seksten daha ilginç bir şey keşfetmiş bir kişidir.

keşfet
{f} scouting
keşfet
{f} exploring

He enjoys exploring remote areas. - Uzak bölgeleri keşfetmekten hoşlanır.

The Europeans began exploring the Americas in the late 15th century. - Avrupalılar, Amerikaları 15. yüzyıl sonunda keşfetmeye başladılar.

keşfet
explore

He hopes to explore the uninhabited island. - Issız adayı keşfetmeyi umuyor.

I would really like to explore this cave. - Ben gerçekten bu mağarayı keşfetmek istiyorum.

keşfet
reconnoiter
iç tarafları keşfedilmemiş kıta
terra incognita
keşfet
descried
keşfet
ascertain
keşfet
reconnoitre
keşfet
sussout
keşfedilmemiş
Favoriten