He often goes off on wild goose chases.
- O sık sık yabani kaz kovalamaya gider.
It was a wild goose chase.
- O, vahşi bir kaz avıydı.
They're digging a hole.
- Onlar çukur kazıyorlar.
This machine can dig giant holes.
- Bu makine muazzam çukurlar kazabilir.
When spring comes, they dig up the fields and plant seeds.
- İlkbahar geldiğinde onlar tarlaları kazarlar ve tohumları ekerler.
The team excavates carefully for the archaeologists.
- Takım, arkeologlar için dikkatle kazar.
They're digging a hole.
- Onlar çukur kazıyorlar.
One man was seen digging with his bare hands.
- Bir adam çıplak elleri ile kazı yaparken görüldü.
The boy dug a grave for his dead pet.
- Çocuk ölü hayvan için bir mezar kazdı.
He dug a hole in the garden.
- O, bahçede bir çukur kazdı.
They watched the geese till it was dark.
- Onlar karanlık çökene kadar kazları izlediler.
There was a bunch of geese flying in different groups.
- Farklı gruplarda uçan bir grup kaz vardı.