There's a white picket fence around Tom's house.
- Tom'un evinin etrafında kazıktan yapılmış beyaz bir çit var.
There's a squirrel in the wood pile.
- Ahşap kazıkta bir sincap var.
The salespeople often overcharge me.
- Satış temsilcileri sık sık beni kazıklıyorlar.
It was never our intention to overcharge you.
- Bizin niyetimiz asla seni kazıklamak değildi.