kaynatmak

listen to the pronunciation of kaynatmak
Türkisch - Englisch
boil

It takes only three minutes for the water to boil. - Suyu kaynatmak sadece üç dakika sürer.

It takes about ten minutes to boil an egg. - Bir yumurtayı kaynatmak yaklaşık on dakika sürer.

slang to gab about
keep at a simmer
slang to nick, steal
(yiyecek) poach
coddle
slang to waste (a lesson hour) talking
slang to leave (a debt) unpaid
to boil; to weld; to chat, to gossip
scald
(Argo) shoot the breeze
simmer
gossip
chat
bubble
brew
kaynatma
boil

Please don't boil the eggs so hard. - Lütfen yumurtaları çok sert kaynatma.

It takes about ten minutes to boil an egg. - Bir yumurtayı kaynatmak yaklaşık on dakika sürer.

kaynatma
brewing
kaynatma
seething
kayna
swarm with
kayna
{f} boiling

She poured boiling water into the cup. - Kaynayan suyu bardağa boşalttı.

Put some salt into the boiling water. - Kaynayan suya biraz tuz koy.

kayna
teem
kaynatma
boiling

Finish boiling the carrots. - Havuçları kaynatmayı bitirin.

Boiling lobsters is illegal in the town of Reggio Emilia, Italy. - Italya'nın Reggio Emilia kasabasında istakozları kaynatmak yasa dışıdır.

dersi kaynatmak
disrupt the class
dersi kaynatmak
disrupt the lesson
fesat karıştırmak/çıkarmak/kaynatmak
to cause trouble, set people against each other
gır kaynatmak
slang to waste time laughing and joking
içten içe kaynatmak
simmer
kaynatma
decoction
kaynatma
boling
kaynatma
simmer
su kaynatmak
put the kettle on
taşım kaynatmak
to bring (a liquid) to the boil (for a specified number of times): Sütü yalnız bir taşım kaynattı. She brought the milk to the boil only once
uç uca kaynatmak
butt weld
yarı kaynatmak
to half-boil
yarı kaynatmak
parboil
yavaş yavaş kaynatmak
keep at a simmer
şarabı baharatla kaynatmak
mull
Türkisch - Türkisch
Kaynamasını sağlamak
Kaynak yapmak
Kaynamasını sağlamak: "Kalksam, bir ıhlamur kaynatıp içsem."- S. F. Abasıyanık
Unutturmak: "Ara sıra kendi gecikmelerini araya kaynatmak için beni birkaç gün izinle gönderiyordu."- R. N. Güntekin
Belli etmeden almak
Konuşmak, sohbet etmek
Belli etmeden almak; unutturmak
Kaynatma
(Osmanlı Dönemi) İGLA'
Kaynatma
(Osmanlı Dönemi) TAGLİYE
kayna
Kayığın kenarları
kayna
Kayığın iki yanında bulunan ve kıyıya çekmek için ip takılanacak çıkıntılar
kaynatma
Kaynatmak işi
kaynatmak
Favoriten