kaybedilmek

listen to the pronunciation of kaybedilmek
Türkisch - Englisch
be lost
kaybet
lose

Don't lose confidence, Mike. - Güvenini kaybetme, Mike.

I was beginning to lose my cool. - Soğuk kanlılığımı kaybetmeye başlıyordum.

kaybet
mislay
kaybet
{f} losing

I can't stand losing her. - Ben onu kaybetmeye dayanamam.

I'm not worried about losing my job. - İşimi kaybetme hakkında endişeli değilim.

kaybet
{f} lost

I have lost my watch. - Kol saatimi kaybettim.

Tom lost no time in parting with the money. - Tom parayı elden çıkarmak için zaman kaybetmedi.

kaybet
forfeit
kaybet
mislaid

I've mislaid my watch. - Kol saatimi kaybettim.

Türkisch - Türkisch
Kaybetmek işi yapılmak
Kaybetme işi yapılmak
kaybedilme
Kaybedilmek işi