I was beginning to lose my cool.
- Soğuk kanlılığımı kaybetmeye başlıyordum.
The yen is expected to lose value against the dollar.
- Yen'in dolar karşısında değer kaybetmesi bekleniyor.
She forgave him for losing all her money.
- O, tüm parasını kaybettiği için onu bağışladı.
I can't stand losing her.
- Ben onu kaybetmeye dayanamam.
They lost no time in leaving their home.
- Evlerinden ayrılırlarken zaman kaybetmediler.
I have lost my watch.
- Kol saatimi kaybettim.
I've mislaid my watch.
- Kol saatimi kaybettim.