Seen at a distance, the rock looked like a human face.
- Uzaktan bakıldığında, kaya, bir insan yüzü gibi görünüyordu.
Seen at a distance, the rock looks like a squatting human figure.
- Uzaktan bakıldığında, kaya, çömelen bir insan figürüne benziyor.
Tom sat down on a rock and removed a stone from his shoe.
- Tom bir kayanın üzerine oturdu ve ayakkabısından bir taş çıkardı.
If plants and stones are in the water then this will happen: the plants float and the rocks sink.
- Eğer bitkiler ve taşlar suda ise o zaman bu olur: bitkiler yüzer ve kayalar batar.
Mr Sato was standing on top of a boulder.
- Bay Sato bir kayanın tepesinde duruyordu.
Tom sat alone on a boulder.
- Tom bir kaya parçasının üzerine tek başına oturdu.
An asteroid is a bit of rock.
- Bir asteroid bir kaya parçasıdır.
Fallen rocks blocked the way.
- Düşen kayalar yolu kapattı.
The ship crashed on the rocks.
- Gemi kayalara çarptı.