kayıtlar

listen to the pronunciation of kayıtlar
Türkisch - Englisch
archives
archive
history

Where are the history records of our MSN chats? - MSN sohbetlerimizin tarihi kayıtları neredeler?

Where are the history records of our chats on MSN? - MSN' deki sohbetlerimizin tarihi kayıtları neredeler?

(Hukuk) records

We have hundreds of records in stock. - Stokta yüzlerce kayıtlarımız var.

He would learn how to keep financial records. - O, mali kayıtları nasıl tutacağını öğrenecekti.

(Tıp) registry
kayıt
registration

No registration is required. - Kayıt gerekli değildir.

Registration starts at 2:30. - Kayıt saat 2.30'da başlar.

kayıt
registry
kayıt
recording

I try to watch live TV as much as possible instead of recordings. - Kayıtlar yerine mümkün olduğu kadar çok canlı TV izlemeye çalışıyorum.

This recording has been tampered with. - Bu kayıt tahrif edilmiştir.

kayıt
record

Please put a cassette in the VCR and press the record button. - Lütfen VCR'a bir kaset koy ve kayıt butonuna bas.

This tape recorder is not new. - Bu kayıt cihazı yeni değil.

kayıt
enrolment
kayıt
inscription
kayıt
restriction
kayıt
registration, enrolment, enlistment; entry; proviso; restriction, reservation; caring, attention; recording
kayıt
minutes
kayıt
listing
kayıt
(Bilgisayar) records

The document records that the war broke out in 1700. - Belge kayıtları savaşın 1700 yılında patlak verdiğini yazıyor.

He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records. - O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.

kayıt
provision
kayıt
book

Enrolling in the book club obligates you to buy three more books after the introductory package. - Kitap kulübüne kayıt yaptırmak, tanıtım paketinden sonra üç kitap daha satın almanızı şart koşar

kayıt
(İnşaat) glazing bar
kayıt
attention
kayıt
reservation
kayıt
caring
kayıt
(Ticaret) clause
kayıt
tender
kayıt
(Ticaret) item
kayıt
(İnşaat) sash bar
kayıt
(Bilgisayar) registered to
kayıt
(Bilgisayar) sign up

I'm going to sign up for a French class next semester. - Gelecek dönem Fransızca sınıfına kayıt olacağım.

Tomorrow we go to school to sign up for the classes we want to take. - Almayı istediğimiz derslere kayıt yaptırmak için yarın okula gidiyoruz.

kayıt
proviso
kayıt
qualification
sismik kayıtlar
(Coğrafya) seismogram
tıbbi kayıtlar
medical records
kayıt
register

Tom registered to become an organ donor. - Tom bir organ bağışçısı olmak için kayıt yaptırdı.

Are you registered to vote? - Oy vermek için kayıtlı mısın?

kayıt
roll
kayıt
enlistment
kayıt
string
ihtirazı kayıtlar
(Hukuk) reservations
kayıt
{i} stipulation
kayıt
recordset
kayıt
registrations
kayıt
in register
kayıt
sign-up
adli kayıtlar
(Hukuk) judicial records
belgesel kayıtlar
(Çevre) documentary records
bloke edilmiş kayıtlar
(Elektrik, Elektronik) blocked records
denk kayıtlar
(Ticaret) balanced entries
herkese açık kayıtlar
(üniv.) open admissions
herkese açık kayıtlar
open enrollment
kayıt
condition
kayıt
formerly fetter, shackle
kayıt
enrollment, registration
kayıt
checkin
kayıt
restriction, limitation, restraint
kayıt
entry
kayıt
entry (in a record book)
kayıt
enrollment

Enrollment will be free. - Kayıt ücretsiz olacak.

kayıt
log
kayıt
any of the four pieces comprising a wooden frame
kayıt
giving importance to
kayıt
transcription
kayıt
(Hukuk) record, enrollment
kayıt
entering (something) (in a record book); noting (something) down
kayıt
notation
umumi kayıtlar
(Ticaret) general records
yorumsal kayıtlar
(Hukuk) legal definitions
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) KUYUDAT
Kayıt
(Osmanlı Dönemi) KURZÜL
Kayıt
enskripsiyon
kayıt
Bir yazının, bir hesabın veya suretinin tarih, numara, konu vb. bilgilerinin bir yerde yazılı bulunması
kayıt
Bir yere mal ederek deftere geçirme
kayıt
Ses veya resmi, manyetik bant üzerine geçirme işlemi
kayıt
Bir yazının, bir hesabın veya suretinin tarih, numara, konu vb. bilgilerinin bir yerde yazılı bulunması: "Hafızama güvenmeyiniz
kayıt
Kayıtlarınız daha sağlamdır."- R. H. Karay
kayıt
Pencere çerçevesi
kayıt
Sınırlama, davranışlarını çerçeveleme. Şart. Önem verme, gözetme
kayıt
Araç, eşya
kayıt
Şart
kayıt
Önem verme, gözetme
kayıt
Resmî belge
kayıt
(Osmanlı Dönemi) bağ, sınır; bir şeyi bir yere yazmak
kayıt
Sınırlama, davranışlarını çerçeveleme
kayıtlar
Favoriten