I don't have a problem doing the laundry, but I hate folding the clothes.
- Çamaşır yıkarken bir sorunum yok ama giysileri katlamaktan nefret ediyorum.
Origami is the art of folding paper.
- Origami kağıt katlama sanatıdır.
I don't have a problem doing the laundry, but I hate folding the clothes.
- Çamaşır yıkarken bir sorunum yok ama giysileri katlamaktan nefret ediyorum.
How many times have I told you to fold your clothes?
- Kaç kez sana elbiselerini katlamayı söyledim.
The oldest son succeeded in doubling his inheritance.
- Büyük oğlu mirasını ikiye katlamayı başardı
It took me several hours to fold all the clothes.
- Tüm giysileri katlamak birkaç saatimi aldı.
I don't have a problem doing the laundry, but I hate folding the clothes.
- Çamaşır yıkarken bir sorunum yok ama giysileri katlamaktan nefret ediyorum.
I don't have a problem doing the laundry, but I hate folding the clothes.
- Çamaşır yıkarken bir sorunum yok ama giysileri katlamaktan nefret ediyorum.
Tom took a folded piece of paper out of his shirt pocket.
- Tom gömlek cebinden bir parça katlanmış kağıt çıkardı.
Quickly Sadako tried to fold the paper before she fell asleep.
- Sadako uykuya dalmadan önce hızlı bir şekilde kağıdı katlamayı denedi.
Tom sat down on a folding chair.
- Tom katlanabilir bir sandalyeye oturdu.
Tom was sitting in the living room folding laundry.
- Tom çamaşırları katlarken oturma odasında oturuyordu.
Ken folded the blanket in half.
- Ken battaniyeyi ikiye katladı.
Tom took a folded piece of paper out of his shirt pocket.
- Tom gömlek cebinden bir parça katlanmış kağıt çıkardı.
The oldest son succeeded in doubling his inheritance.
- Büyük oğlu mirasını ikiye katlamayı başardı
Do you want to double your gold pieces? What do you mean?
- Altın parçalarını ikiye katlamak istiyor musun? Ne demek istiyorsun?
We'll have to double our budget for next year.
- Gelecek yıl için bütçemizi ikiye katlamak zorunda kalacağız.