Tom didn't do it on purpose.
- Tom bunu kasten yapmadı.
You're doing it on purpose!
- Bunu kasten yapıyorsun!
I am deliberately speaking loudly.
- Kasten yüksek sesle konuşuyorum.
Tom realized Mary was deliberately avoiding him.
- Tom Mary'nin kendisinden kasten kaçındığını fark etti.
Are you saying you intentionally hide your good looks?
- Güzelliğini kasten sakladığını mı söylüyorsun?
You are saying you intentionally hide your good looks?
- Güzel görünüşünü kasten gizlediğini söylüyorsun.
Tom and Mary nod at each other knowingly.
- Tom ve Mary kasten birbirine kafa salladı.
I am deliberately speaking loudly.
- Kasten yüksek sesle konuşuyorum.
He deliberately broke the glass.
- O, camı kasten kırdı.
Tom and Mary nod at each other knowingly.
- Tom ve Mary kasten birbirine kafa salladı.
You did this on purpose, didn't you?
- Bunu kasten yaptın, değil mi?
The boy stepped on my foot on purpose.
- Çocuk kasten ayağıma bastı.