kaseler

listen to the pronunciation of kaseler
Türkisch - Englisch

Definition von kaseler im Türkisch Englisch wörterbuch

kâse
bowl

Tom handed the bowl of buttered popcorn to Mary. - Tom Mary'ye tereyağlı patlamış mısır kasesini uzattı.

Tom eats at least three bowls of rice every day. - Tom her gün en az üç kase pirinç pilavı yer.

kase
bowl of
kase
cachet
kase
tureen

The soup is in the tureen. - Çorba çorba kasesinde.

kâse
cup

Tom got a box of cereal out of the cupboard and poured himself a bowlful. - Tom tahıl bulamacı kutusunu dolaptan çıkardı ve kendisine bir kase dolusu koydu.

Tom poured the soup into a large tin cup. - Tom çorbayı büyük bir teneke kaseye döktü.

kâse
basin
kâse
slang rump, bottom, hind end
kâse
hollowware
Türkisch - Türkisch

Definition von kaseler im Türkisch Türkisch wörterbuch

kâse
Cam, çini, toprak vb.nden yapılmış derince çanak: "Aşure yiyen İhsan, Orhan'ı görünce kâseyi ve kaşığı birdenbire elinden bıraktı."- P. Safa
KÂSE
(Osmanlı Dönemi) Başı kaplayan ve başın üstündeki kemik
KÂSE
(Osmanlı Dönemi) f. Tas veya çanak. Kâse gibi olan çukurluk
kase
şeritçilerin kalın ipek kordonlar yapmada kullandığı, ortasına doğru delikler açılmış tahta çanağa verilen ad
kase
Cam, çini, toprak vb.nden yapılmış derince çanak: "Aşure yiyen İhsan, Orhan'ı görünce kâseyi ve kaşığı birdenbire elinden bıraktı."- P. Safa
kase
Derince çanak
kase
Su bardağı
kase
Cam, çini, toprak vb.nden yapılmış derince çanak
kaseler
Favoriten