Life in a small town is boring.
- Küçük kasabada hayat sıkıcıdır.
He lived in a small town nearby.
- Yakınlardaki küçük bir kasabada yaşıyordu.
He lived in a small town nearby.
- Yakınlardaki küçük bir kasabada yaşıyordu.
He made a lot of money in New York and went back to the small town where he was born.
- New York'ta bir sürü para yaptı ve doğduğu küçük kasabaya geri döndü.
The new bridge made it easy for the villagers to go to town.
- Yeni köprü köylülerin kasabaya gitmesini kolaylaştırdı.
A little village is situated in between both towns.
- Küçük bir köy, iki kasaba arasında yer alır.
The townspeople applauded.
- Kasaba halkı alkışladı.
The townspeople looked curiously at me.
- Kasaba halkı merakla bana baktı.
The townsfolk were frightened by the earthquake.
- Kasaba halkı deprem tarafından korkutuldu.
Ghost towns are creepy.
- Hayalet kasabalar ürperticidir.
Ghost towns are not completely unpopulated, are they?
- Hayalet kasabalar tamamen boş değil, değil mi?