karar veren

listen to the pronunciation of karar veren
Türkisch - Englisch
enactor
{n} one who enacts, one who passes a law
{i} one that legislates, one that decrees
One who enacts
One who enacts a law; one who decrees or establishes as a law
karar ver
{f} decided

Mary decided never to see him any more. - Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.

She decided to quit her job. - İşinden ayrılmaya karar verdi.

karar ver
adjudicate
karar ver
{f} deciding

Tom is having a hard time deciding what to wear to the party. - Tom partide ne giyeceğine karar vermede zorlanıyor.

Please take your time before deciding what to do. - Lütfen ne yapacağınıza karar vermeden önce zaman ayırın.

karar ver
fix on
karar ver
decide

She decided to quit her job. - İşinden ayrılmaya karar verdi.

Mary decided never to see him any more. - Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.

karar ver
{f} decree
karar ver
decide upon
karar ver
{f} verdict

The verdict is something only a jury can decide. - Hüküm sadece jüri tarafından karar verilebilen bir şeydir.

karar ver
decide on

Let's decide on the places we'll visit. - Ziyaret edeceğimiz yere karar verelim.

My wife and I can't decide on names for the twins. - Eşim ve ben ikizler için isimler üzerinde karar veremiyoruz.

karar ver
determine

Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband. - Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.

We should determine what is to be done first. - Önce ne yapılacağına karar vermeliyiz.

karar ver
{f} determined

Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband. - Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.

I'm determined to solve this puzzle before I go to bed. - Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.

düşünmeden karar veren kimse
rubber stamp
karar ver
decreed
kendi kendine karar veren
self determining
karar veren
Favoriten