karar ver

listen to the pronunciation of karar ver
Türkisch - Englisch
{f} decided

I decided to be happy because it's good for my health. - Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.

He decided to quit smoking. - Sigarayı bırakmaya karar verdi.

adjudicate
{f} deciding

Please take your time before deciding what to do. - Lütfen ne yapacağınıza karar vermeden önce zaman ayırın.

Tom is having a hard time deciding what to wear to the party. - Tom partide ne giyeceğine karar vermede zorlanıyor.

fix on
decide

Mary decided never to see him any more. - Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.

She decided to quit her job. - İşinden ayrılmaya karar verdi.

{f} decree
decide upon
{f} verdict

The verdict is something only a jury can decide. - Hüküm sadece jüri tarafından karar verilebilen bir şeydir.

decide on

First, we decide on what needs to be decided, then we split into two teams. - Öncelikle karar verilmesi gerekenlere karar veririz sonra iki takıma ayrılırız.

In the first place we have to decide on the name. - İlk olarak isim üzerinde karar vermek zorundayız.

determine

Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband. - Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.

We should determine what is to be done first. - Önce ne yapılacağına karar vermeliyiz.

{f} determined

I'm determined to solve this puzzle before I go to bed. - Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.

Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband. - Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.

decreed
karar ver, tespit et, teslim et ve değerlendir
(Askeri) decide, detect, deliver, and assess
gözetle, belirle, karar ver ve işlet
(Askeri) observe, orient, decide, act
karar ver
Favoriten