This guy is really wishy-washy. He couldn't make a decision to save his life.
- Bu adam gerçekten karaktersiz. Hayatını kurtarmak için bir karar veremedi.
José showed himself to be a person of bad character.
- Jose kendini kötü karakterli bir kişi olarak gösterdi.
Everyone has a character of his own.
- Herkesin kendi karakteri var.
Your name affects your personality.
- Adın karakterini etkiliyor.
The character depends on personality, not on talent.
- Karakter yeteneğe değil kişiliğe bağlıdır.
Representative democracy is one form of government.
- Karakteristik demokrasi, ülke yönetiminin bir şeklidir.
Recognize and respect the personality of a person.
- Bir kişinin karakterini tanı ve saygı duy.
The character depends on personality, not on talent.
- Karakter yeteneğe değil kişiliğe bağlıdır.
All the characters in this book are imaginary.
- Bu kitaptaki tüm karakterler hayalidir.
Shakespeare created many famous characters.
- Shakespeare bir sürü ünlü karakterler yarattı.
The fundamental character traits of this woman were pride, decisiveness, and courage.
- Bu kadının temel karakter özellikleri gurur, kararlılık ve cesaretti.
Steve is a man of good character.
- Steve iyi karakterli bir adam.
José showed himself to be a person of bad character.
- Jose kendini kötü karakterli bir kişi olarak gösterdi.
Which of your parents do you take after in character?
- Karakter olarak hangi ebeveynine benziyorsun?
He has a strong constitution.
- Onun güçlü bir karakteri var.
All characters appearing in this work are fictitious. Any resemblance to real persons, living or dead, is purely coincidental.
- Bu eserde görünen tüm karakterler tamamen hayal ürünüdürler. Yaşayan ya da ölü gerçek kişilere olan herhangi bir benzerlik sadece rastlantıdır.
Your name affects your personality.
- Adın karakterini etkiliyor.