karaktersiz

listen to the pronunciation of karaktersiz
Türkisch - Englisch
low life person
characterless, unprincipled
dishonest
fiberless
worthless
wishy-washy

This guy is really wishy-washy. He couldn't make a decision to save his life. - Bu adam gerçekten karaktersiz. Hayatını kurtarmak için bir karar veremedi.

characterless
unprincipled, lacking moral fiber
slight
unprincipled
blackguard
wishy washy
wishywashy
karakter
character

The uncertainty about the weather has had a definite effect upon the Englishman's character. - Hava hakkındaki belirsizlik İngilizlerin karakterlerinde belirli bir etkiye sahiptir.

One of the characters in the novel dreams up a half-baked plan for robbing a bank. - Romandaki karakterlerden biri bir bankayı soymak için acemice bir plan düşünüyor.

karakter
{i} personage
karakter
persona

Your name affects your personality. - Adın karakterini etkiliyor.

Recognize and respect the personality of a person. - Bir kişinin karakterini tanı ve saygı duy.

karakter
{i} form

Representative democracy is one form of government. - Karakteristik demokrasi, ülke yönetiminin bir şeklidir.

karakter
personality

The character depends on personality, not on talent. - Karakter yeteneğe değil kişiliğe bağlıdır.

He's a well-known television personality. - O tanınmış bir televizyon karakteridir.

karakter
bits per character
karakter
makeup
karakter
(Bilgisayar) characters

Shakespeare created many famous characters. - Shakespeare bir sürü ünlü karakterler yarattı.

Warning: unsupported characters are displayed using the '_' character. - Uyarı: desteklenmeyen karakterler '_' karakteri kullanarak gösterilir.

karakter
trait

The fundamental character traits of this woman were pride, decisiveness, and courage. - Bu kadının temel karakter özellikleri gurur, kararlılık ve cesaretti.

karakter
streak
karakter
texture
karakter
(Bilgisayar) characters per inch
karakter
complexion
karakter
char

José showed himself to be a person of bad character. - Jose kendini kötü karakterli bir kişi olarak gösterdi.

One of the characters in the novel dreams up a half-baked plan for robbing a bank. - Romandaki karakterlerden biri bir bankayı soymak için acemice bir plan düşünüyor.

karakter
disposition
karakter
fiber
karakter
stamp
karakter
in character

Which of your parents do you take after in character? - Karakter olarak hangi ebeveynine benziyorsun?

karakter
constitution

He has a strong constitution. - Onun güçlü bir karakteri var.

karakter
strain
karakter
fibre
karakter
person

José showed himself to be a person of bad character. - Jose kendini kötü karakterli bir kişi olarak gösterdi.

Beauty doesn't say anything about the character of a person. - Güzellik bir kişinin karakteri hakkında bir şey söylemez.

karakter
self
karakter
character, personality, disposition " özyapı, ıra, seciye; character
Türkisch - Türkisch
Karakteri kötü olan: "Hâlbuki oğlu hodkâm, müsrif, tembel, karaktersiz bir serseriydi."- Ö. Seyfettin
Karakteri kötü olan
KARAKTER
(Osmanlı Dönemi) yun. Huy. Mizac. Seciye. Bir şeyi benzerlerinden ayırdetmeğe yarayan temel hususiyet
karakter
Bireyin kendi kendisine egemen olmasını, kendi kendisiyle uyum içinde bulunmasını, düşünüş ve hareketlerinde tutarlı, sağlam kalabilmesini sağlayan özellikler bütünü
karakter
Basımda harf türü
karakter
Bir eserde duygu, tutku ve düşünce yönlerinden ele alınan kimse
karakter
Bir nesnenin, bir bireyin kendine özgü yapısı, onu başkalarından ayıran temel belirti ve bireyin davranış biçimlerini belirleyen ana özellik, öz yapı, seciye
karakter
Bir kimsenin veya bir insan grubunun tutumu, duygulanma ve davranış biçimi: "Pek uysal, tatlı, neşeli karakterine rağmen dostum kavgacıdır."- R. H. Karay. Üstün, manevi özellik: "Yıldız'ın iyi bir eğitimi, kuvvetli bir karakteri var."- A.Gündüz
Karakter
öz yapı
Karakter
(Hukuk) SECİYE
karakter
Bir kimsenin veya bir insan grubunun tutumu; duygulanma ve davranış biçimi
karakter
Üstün, manevî özellik
karakter
Bir edebiyat yapıtında duygu, tutku ve düşünce yönlerinden ele alınan kimse
karaktersiz
Favoriten