kara kara

listen to the pronunciation of kara kara
Türkisch - Englisch
brooding
sitting on eggs so as to hatch them by the warmth of the body
persistently or morbidly thoughtful
Brooding is used to describe an atmosphere or feeling that makes you feel anxious or slightly afraid. The same heavy, brooding silence descended on them
the development of larvae within the gastrovascular cavity of an adult coral polyp
sitting on eggs so as to hatch them by the warmth of the body persistently or morbidly thoughtful
present participle of brood
Caring for young
If someone's expression or appearance is brooding, they look as if they are thinking deeply and seriously about something, especially something that is making them unhappy. She kissed him and gazed into his dark, brooding eyes
Describes the impression of a dense wine that may be slightly closed in aroma, or a big mouthfeel that may be a bit dumb at presenteither or both the nose and mouth of a wine that gives
persistent morbid meditation on a problem
kara
earth

The African elephant is the largest land mammal on earth. - Afrika fili yeryüzünde en büyük kara memelisi.

Just like the Earth, half of the Moon is lit by the Sun while the other half is in darkness. - Tam Dünya gibi, Diğer yarısı karanlıkken Ayın yarısı güneş tarafından ayınlatılır.

kara
land

Land and water make up the earth's surface. - Karalar ve sular Dünya'nın yüzeyini oluşturur.

The place is not accessible by land. - Yere kara yoluyla ulaşılamaz.

kara
black

I'm the black sheep of the family. - Ben ailenin yüz karasıyım.

Tim is the black sheep of the Jones' family. - Tim, Jones'un ailesinin yüz karası.

kara kara düşünmek
Brood
kara kara düşünen
broody
kara kara düşünen kimse
brooder
kara kara düşünme
pensiveness
kara kara düşünmek
to brood (on/over sth)
kara kara düşünmek
to brood
kara
dark

She is very afraid of the dark. - O, karanlıktan çok korkar.

Bats usually fly in the dark. - Yarasalar genellikle karanlıkta uçar.

kara tahta
board
kara propoganda
Insidious propganda, covert propagana, black propaganda
kara
gloomy

Don't be so gloomy about the future. - Gelecek hakkında bu kadar karamsar olma.

The sky is gloomy and gray - a typical rainy-season sky. - Gökyüzü karanlık ve gri - Tipik bir yağışlı mevsim havası.

kara cahil
twat
kara cahil
crassly ignorant
kara cahil
grossly ignorant
kara gün
(deyim) a rainy day
kara ile çevrili liman
basin
kara mizah
black comedy
kara yolu
(Askeri) road

The picnic area is easily accessible by road. - Piknik alanına kara yolu ile kolayca ulaşılabilir.

I thought Tom would go on a road trip. - Tom'un bir kara yolu seyahatine gideceğini düşünüyordum.

kıtalardan küçük kara parçası
subcontinent
yarımadayı karaya bağlayan dar kara parçası
isthmus
kara mantarla siyahlaştırmak
cork
kara
stain
kara
bad

José showed himself to be a person of bad character. - Jose kendini kötü karakterli bir kişi olarak gösterdi.

I don't think it makes him a bad person just because he's decided he likes to eat horse meat. - Sadece at eti yemeği sevdiğine karar verdiğinden dolayı bunun onu kötü bir kişi yapacağını sanmıyorum.

kara
mainland

We took a ferry from the island to the mainland. - Adadan ana karaya bir feribota bindik.

kara
ivory-black
kara
bleak

The economic situation is very bleak. - Ekonomik durum çok iç karartıcı.

kara
terrestrial
kara
territory
kara
tenebrous
kara
terra-firma
kara
shame
kara
service
kara
dishonour
kara
ominous

The sky looks ominous. I wonder if it will rain. - Gökyüzü kara görünüyor,yağmur yağıp yağmayacağını merak ediyorum.

kara bakal
(Hayvan Bilim, Zooloji) blackbird
kara barut
(Askeri) gunpowder
kara barut
(Askeri) gun powder
kara barut
(Kimya) black-powder
kara biber
(Botanik, Bitkibilim) fructus piperis nigri
kara buhur
(Botanik, Bitkibilim) styrax
kara buhur
(Botanik, Bitkibilim) styrax officinalis
kara cisim
(Aydınlatma) blackbody
kara cisim
(Aydınlatma) planckian radiator
kara ekmek
(Gıda) brown bread
kara gün
(deyim) rainy day

Save up something for a rainy day. - Ak akçe kara gün içindir.

You must provide for a rainy day. - Ak akçe kara gün içindir.

kara karga
raven
kara kutu
flight data recorder
kara kutu
digital flight data
kara kuş
(Hayvan Bilim, Zooloji) gypaetus barbatus
kara kıta
the dark continent
kara leke
(Tarım) venturia inaequalis
kara liste
stop list
kara madde
(Gıda) black body
kara mili
(Askeri,Ticaret) statute mile
kara mili
statue mile
kara para
(deyim) filthy lucre
kara pazı
orache
kara sumru
black tern
kara tahta
(Eğitim) chalkboard
kara talih
misfortune
kara tavuk
blackbird
kara yatı
(Askeri) land yacht
kara yeli
land breeze
kara çalma
aspersion
kara çalma
slandering
kara çalma
calumny
kara çalma
defamation
kara çalma
scandal
kara ölüm
(Tıp) black death
kara ördek
common scoter
kara üzüm
(Gıda) black grape
kara üzüm
(Gıda) black grapes
Ak akçe kara gün içindir
(Atasözü) Keep something for a rainy day
Gerçek arkadaş kara günde belli olur
(Atasözü) A friend in need is a friend indeed
Kara haber tez duyulur
(Atasözü) Ill (bad) news travels apace (fast)
Kazan kazana dibin kara seninki benden kara demiş
(Atasözü) - A faulty person should not criticize the other.- A pot (should not) call the kettle black
gönlü kara
black hearts
iyi dost kara günde belli olur
(Atasözü) A friend in need is a friend indeed
kara borsa
black market
kara borsacı
black duck
kara davar
black sheep
kara harp okulu
Military Academy
kara kabak
black pumpkin
kara kaplı
black covered

benim kara kaplı bi defterim vardı.

kara koca
black husbands
kara kovan
land shells
kara kuvvetleri komutanlığı
Land forces commander
kara parçası
A piece of land
kara pazar
black market
kara su
territorial waters
kara tren
road train
kara ulaşımı
land transport
kara ulaşımı
overland route

kara ulaşımını tercih ederseniz yolculuğunuz zaman alır.

kara yosunu
black moss
kara yılan
black snake
kara çarşaf
Chador
Tencere dibin kara seninki benden kara
The pot calling the kettle black
aralarından kara kedi geçmek/larına kara kedi girmek
to be cross with each other
tencere dibin/götün kara, seninki benden kara
(Konuşma Dili) The pot's calling the kettle black
Englisch - Englisch

Definition von kara kara im Englisch Englisch wörterbuch

Kara
A female given name, a variant of Cara
Kara Sea
A part of the Arctic Ocean in north Russia. It is separated from the Barents Sea to the west by the Kara Strait and Novaya Zemlya, and the Laptev Sea to the east by the Severnaya Zemlya
kara
The bangle worn by Sikhs, to remind the wearer to do God's work, and one of the five Ks
kara kara
Favoriten