Definition von kara im Türkisch Englisch wörterbuch
- earth
Land and water make up the earth's surface.
- Karalar ve sular Dünya'nın yüzeyini oluşturur.
The African elephant is the largest land mammal on earth.
- Afrika fili yeryüzünde en büyük kara memelisi.
- land
The place is not accessible by land.
- Yere kara yoluyla ulaşılamaz.
The elephant is the largest land animal.
- Fil en büyük kara hayvanıdır.
- black
Do you like black cats?
- Kara kedileri sever misin?
I'm the black sheep of the family.
- Ben ailenin yüz karasıyım.
- dark
He is terrified of the dark.
- O karanlıktan çok korkar.
Bats usually fly in the dark.
- Yarasalar genellikle karanlıkta uçar.
- gloomy
Don't be so gloomy about the future.
- Gelecek hakkında bu kadar karamsar olma.
It's a very gloomy day.
- Çok iç karartıcı bir gün.
- stain
- bad
Is eating liver bad for you?
- Karaciğer yemek sizin için kötü mü?
I don’t believe that black cats cause bad luck.
- Kara kedilerin kötü şans getirdiklerine inanmıyorum.
- mainland
We took a ferry from the island to the mainland.
- Adadan ana karaya bir feribota bindik.
- ivory-black
- bleak
The economic situation is very bleak.
- Ekonomik durum çok iç karartıcı.
- terrestrial
- territory
- tenebrous
- terra-firma
- shame
- service
- dishonour
- ominous
The sky looks ominous. I wonder if it will rain.
- Gökyüzü kara görünüyor,yağmur yağıp yağmayacağını merak ediyorum.
- land, shore; territorial, terrestrial
- overland
- ground
Do you want fresh ground pepper on your salad?
- Salatanda taze çekilmiş karabiber istiyor musun?
The government decided to ban the book on grounds of indecency.
- Hükümet ahlaksızlık gerekçesiyle kitabı yasaklamaya kararı verdi.
- nigr
- sooty
- dark-complexioned, swarthy
- terra firma
- shore
- phot. negative
- territorial
- smut
- ivory black
- bad; unlucky
- sable
- rayless
- blot
- pitchy
- terrafirma
- kara tahta
- board
- kara propoganda
- Insidious propganda, covert propagana, black propaganda
- kara cahil
- twat
- kara cahil
- crassly ignorant
- kara cahil
- grossly ignorant
- kara gün
- (deyim) a rainy day
- kara ile çevrili liman
- basin
- kara mizah
- black comedy
- kara yolu
- (Askeri) road
I thought Tom would go on a road trip.
- Tom'un bir kara yolu seyahatine gideceğini düşünüyordum.
The picnic area is easily accessible by road.
- Piknik alanına kara yolu ile kolayca ulaşılabilir.
- kara mantarla siyahlaştırmak
- cork
- kara bakal
- (Hayvan Bilim, Zooloji) blackbird
- kara barut
- (Askeri) gunpowder
- kara barut
- (Askeri) gun powder
- kara barut
- (Kimya) black-powder
- kara biber
- (Botanik, Bitkibilim) fructus piperis nigri
- kara buhur
- (Botanik, Bitkibilim) styrax
- kara buhur
- (Botanik, Bitkibilim) styrax officinalis
- kara cisim
- (Aydınlatma) blackbody
- kara cisim
- (Aydınlatma) planckian radiator
- kara ekmek
- (Gıda) brown bread
- kara gün
- (deyim) rainy day
Save for a rainy day.
- Kara gün için tasarruf edin.
You must provide for a rainy day.
- Ak akçe kara gün içindir.
- kara karga
- raven
- kara kutu
- flight data recorder
- kara kutu
- digital flight data
- kara kuş
- (Hayvan Bilim, Zooloji) gypaetus barbatus
- kara kıta
- the dark continent
- kara leke
- (Tarım) venturia inaequalis
- kara liste
- stop list
- kara madde
- (Gıda) black body
- kara mili
- (Askeri,Ticaret) statute mile
- kara mili
- statue mile
- kara para
- (deyim) filthy lucre
- kara pazı
- orache
- kara sumru
- black tern
- kara tahta
- (Eğitim) chalkboard
- kara talih
- misfortune
- kara tavuk
- blackbird
- kara yatı
- (Askeri) land yacht
- kara yeli
- land breeze
- kara çalma
- aspersion
- kara çalma
- slandering
- kara çalma
- calumny
- kara çalma
- defamation
- kara çalma
- scandal
- kara ölüm
- (Tıp) black death
- kara ördek
- common scoter
- kara üzüm
- (Gıda) black grape
- kara üzüm
- (Gıda) black grapes
- Kara haber tez duyulur
- (Atasözü) Ill (bad) news travels apace (fast)
- kara borsa
- black market
- kara borsacı
- black duck
- kara davar
- black sheep
- kara harp okulu
- Military Academy
- kara kabak
- black pumpkin
- kara kaplı
- black covered
benim kara kaplı bi defterim vardı.
- kara kara
- brooding
- kara kara düşünmek
- Brood
- kara koca
- black husbands
- kara kovan
- land shells
- kara kuvvetleri komutanlığı
- Land forces commander
- kara parçası
- A piece of land
- kara pazar
- black market
- kara su
- territorial waters
- kara tren
- road train
- kara ulaşımı
- land transport
- kara ulaşımı
- overland route
kara ulaşımını tercih ederseniz yolculuğunuz zaman alır.
- kara yosunu
- black moss
- kara yılan
- black snake
- kara çarşaf
- Chador
- kara kara düşünen
- broody
- kara kara düşünen kimse
- brooder
- kara kara düşünme
- pensiveness
- kara kara düşünmek
- to brood (on/over sth)
- kara kara düşünmek
- to brood
- Kazan kazana dibin kara seninki benden kara demiş
- (Atasözü) - A faulty person should not criticize the other.- A pot (should not) call the kettle black
- kara kalem
- charcoal
- kara delik
- black hole
There's a supermassive black hole at the center of our galaxy.
- Galaksimizin merkezinde kütleli bir kara delik var.
There's a black hole at the center of our galaxy.
- Galaksimizin merkezinde bir kara delik var.
- kara kuvvetleri
- land forces
- Kara Lahana
- collard
- Kara kuvvetleri
- (Askeri) Ground forces; army
Dictionary already has "Hava kuvvetleri" and "Deniz Kuvvetleri". This is even more common in newspapers.
- Kara lahana
- (Botanik, Bitkibilim) collards
- Kara lahana
- (Botanik, Bitkibilim) collard greens
- Kara lahana
- (Botanik, Bitkibilim) boekale
- Kara mizah
- dark humor
- Kara mizah
- dark comedy
- kara mizah
- black humour
- kara mizah
- gallows humour
- karalar
- mourning
- Kara Kuvvetleri
- (Askeri) Army forces
- Tencere dibin kara seninki benden kara
- The pot calling the kettle black
- aralarından kara kedi geçmek/larına kara kedi girmek
- to be cross with each other
- kara kuvvetleri
- ground forces
- kara mizah
- gallows humor
- kara mizah
- black humor
- karalar
- sables
- tencere dibin/götün kara, seninki benden kara
- (Konuşma Dili) The pot's calling the kettle black