karşılanmak

listen to the pronunciation of karşılanmak
Türkisch - Englisch
(İhtiyaçlar, beklentiler vs.) To be satisfied

The needs are satisfied by the new developed recycling system.

to be received
to be met, be welcomed
welcomed
go down
karşıla
meet

When meeting a person for the first time, keep the conversation light. - Biriyle ilk defa karşılaştığında,konuşmayı hafif sürdür.

I'll meet you at the usual time. - Her zamanki saatte seni karşılayacağım.

karşıla
countervail
karşıla
{f} countervailing
karşıla
{f} welcoming

Where's the welcoming committee? - Karşılama komitesi nerede?

Please help me in welcoming Tom. - Lütfen Tom'u karşılamam da bana yardım et.

karşılanma
compensation
ihtiyaçları karşılanmak
be provided for
iyi karşılanmak
(söylev) go down well
karşıla
afford

It's a luxury we can't afford. - Karşılayamayacağımız bir lüks.

I cannot afford a camera above 300 dollars. - Ben, 300 doların üzerindeki bir kamerayı maddi olarak karşılayamam.

karşıla
defray

The government was compelled to defray the costs of the war. - Hükümet savaş maliyetleri karşılamak zorunda kaldı.

karşıla
counter
sevgiyle karşılanmak
be greeted with love
sevgiyle karşılanmak
be welcomed with love
Türkisch - Türkisch
Karşılama işi yapılmak
karşılanma
Karşılanmak işi