karşılaştırmasız

listen to the pronunciation of karşılaştırmasız
Türkisch - Englisch
non-comparative
karşılaştır
compare

Compare your answer with Tom's. - Cevabını Tom'unkiyle karşılaştır.

We compared his work with hers. - Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.

karşılaştır
match against
karşılaştır
{f} contrasting
karşılaştır
{f} comparing

I'm not comparing Tom to Mary. - Tom'u Mary ile karşılaştırmıyorum.

You're comparing apples with oranges. - Sen elmaları portakallarla karşılaştırıyorsun.

karşılaştır
{f} collated
karşılaştır
{f} compared

Spring has come early this year compared with last year. - Geçen yılla karşılaştırıldığında, bahar bu yıl erken geldi.

We compared his work with hers. - Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.

karşılaştır
(Bilgisayar) reconcile