I'm not worried about comparisons.
- Karşılaştırmalar için endişelenmiyorum.
Comparisons are difficult.
- Karşılaştırmalar zordur.
What a ridiculous comparison!
- Ne komik bir karşılaştırma!
That's not a valid comparison.
- O geçerli bir karşılaştırma değil.
We compared his work with hers.
- Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.
Your achievements cannot be compared with mine.
- Başarıların benimki ile karşılaştırılamaz.
You're comparing apples with oranges.
- Sen elmaları portakallarla karşılaştırıyorsun.
I'm not comparing Tom to Mary.
- Tom'u Mary ile karşılaştırmıyorum.
Spring has come later this year compared with last year.
- Geçen yılla karşılaştırıldığında bahar bu yıl geç geldi.
Compared to New York, Tokyo is a much safer place.
- New York ile karşılaştırıldığında, Tokyo çok daha güvenli bir yerdir.
Your analogy isn't correct.
- Senin karşılaştırman doğru değil.