The First Time I Got Faced —.
We compared his work with hers.
- Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.
Compare your answer with Tom's.
- Cevabını Tom'unkiyle karşılaştır.
You're comparing apples with oranges.
- Sen elmaları portakallarla karşılaştırıyorsun.
You're comparing chalk and cheese!
- Sen tebeşir ve peyniri karşılaştırıyorsun!
Spring has come later this year compared with last year.
- Geçen yılla karşılaştırıldığında bahar bu yıl geç geldi.
Compared to New York, Tokyo is a much safer place.
- New York ile karşılaştırıldığında, Tokyo çok daha güvenli bir yerdir.