karşı çıkarak

listen to the pronunciation of karşı çıkarak
Türkisch - Englisch
antagonistically
in a hostile manner, in an unfriendly manner; in a manner that causes conflict
in an antagonistic manner; "he behaves antagonistically toward his colleagues
in an antagonistic manner; "he behaves antagonistically toward his colleagues"
In an antagonistic manner
karşı çık
oppose

We opposed his plan to build a new road. - Biz onun yeni bir yol yapma planına karşı çıktık.

He's opposed to racial discrimination. - Irksal ayrımcılığa karşı çıktı.

karşı çık
{f} opposed

Lincoln opposed slavery. - Lincoln köleliğe karşı çıktı.

Tom opposed the plan. - Tom plana karşı çıktı.

karşı çık
thwart
karşı çık
go against

Don't go against his wishes. - Onun arzularına karşı çıkma.

karşı çık
antagonise
karşı çık
went against
karşı çık
{f} opposing

They are strongly opposing my proposal. - Onlar benim önerime kuvvetle karşı çıkıyorlar.

Environmentalists are opposing the Keystone XL pipeline. - Çevreciler, Keystone XL boru hattına karşı çıkıyorlar.

karşı çık
controvert
karşı çık
demur