karısı

listen to the pronunciation of karısı
Türkisch - Englisch
his wife
his spouse
karı
{i} wife

John comes from Florida and his wife from California. - John Floridalı, karısı ise Kaliforniyalı.

What is his wife like? - Onun karısı neye benziyor?

karısı köylü
farmers wife
karısı ağızlı
(husband) who is merely a mouthpiece for his wife's opinions
karısı kurusu
(his) wife and household
karısı uzaktaki erkek
grass widower
karı
{i} broad
karı
woman

That woman must be his wife. - Şu kadın onun karısı olmalı.

Wait till the guys at work hear that your wife left you for another woman. - İş yerindeki adamların karının seni başka bir kadın için terk ettiğini duyuncaya kadar bekle.

karı
mate
mahalle karısı
unmannerly woman
mahalle karısı
quarrelsome woman
karı
momma
karı
consort
karı
better half
karı
skirt
karı
bitch
karı
feme
Komşunun tavuğu komşuya kaz karısı da kız görünürmüş
(Atasözü) - The apples on the other side of the wall are sweetest.- The grass is greener on the other side of the fence
karı
old lady
Sokrat'ın karısı
Xanthippe
baron karısı
baroness
başkan karısı
first lady

She was a former first lady. - O, eski bir başkan karısıydı.

belediye başkanı karısı
mayor's wife
belediye başkanı karısı
mayoress
büyükelçi karısı
ambassadress
devlet başkanı karısı
first lady
genel valinin karısı
vicereine
karı
spouse

His spouse is a Japanese woman. - Onun karısı bir Japon kadın.

karı
wife, spouse; law married woman
karı
vulg. broad, woman
karı
wife; woman, cow; crumpet, bird, dame
karı
Jane

Jane couldn't explain the beauty of snow. - Jane karın güzelliğini açıklayamadı.

Bob told Jane not to interfere in his personal affairs. - Bob Jane'e onun kişisel işlerine karışmamasını söyledi.

karı
Dutch
karı
old woman
karı
bedfellow
karı
dame
karı
missis
kralın dul karısı
queen dowager
mahalle karısı
vulgar, quarrelsome woman; fishwife
mahalle karısı
unmannerly woman, quarrelsome woman
mihracenin karısı
maharani
racanın karısı
ranee
uç beyinin karısı
margravine
veliahtın karısı
crown princess
çarşamba karısı gibi
wild-haired and slatternly looking; frightful-looking
çarşamba karısı the Wednesday Witch
(a malevolent spirit)
Türkisch - Türkisch

Definition von karısı im Türkisch Türkisch wörterbuch

karısı ağızlı
Karısının düşüncelerini benimseyip davranışlarını ona uyduran (koca)
karısı köylü
Karısının yakınlarını benimseyip kendi yakınlarını unutan erkek
karısı köylü
Kılıbık
Karı
(Hukuk) ZEVCE
Karı
(Osmanlı Dönemi) ŞİBR
al karısı
Lohusalara musallat olarak onları boğduğu sanılan görüntü
karı
Kadın
karı
Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın, eş, refika, zevce
karı
Yaşlı, ihtiyar
karı
Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın, eş, refika, zevce: "Eve varınca karım Fadime kapıyı açar."- S. F. Abasıyanık
karı
Kadın: "Analar ağlıyor, nişanlılar ağlıyor, karılar ağlıyordu; fakat Saliha kadın buna alışmıştı."- H. E. Adıvar
mahalle karısı
Görgüsüz, kavgacı kadın
çarşamba karısı
Saçı başı karmakarışık, üstü başı özensiz kadın
çarşamba karısı
Al karısı
karısı
Favoriten