He never sees me without complaining about his wife.
- Karısı hakkında şikâyet etmeden asla benimle görüşmez.
Please say hello to your wife.
- Lütfen karına selam söyle.
He was bored with his wife, an excellent woman he didn't deserve.
- Hiç hak etmediği, harika bir kadın olan karısından bıkmıştı.
That woman must be his wife.
- Şu kadın onun karısı olmalı.
His spouse is a Japanese woman.
- Onun karısı bir Japon kadın.
Bob told Jane not to interfere in his personal affairs.
- Bob Jane'e onun kişisel işlerine karışmamasını söyledi.
Jane couldn't explain the beauty of snow.
- Jane karın güzelliğini açıklayamadı.