There is no such a thing as a comprehensive textbook.
- Kapsamlı ders kitabı diye bir şey yoktur.
This is a comprehensive approach.
- Bu kapsamlı bir yaklaşımdır.
Those selected will have to face extensive medical and psychological tests.
- Seçilmiş olanlar kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerle yüzleşmek zorunda kalacak.
My hobbies are not only wide-ranging but also useful.
- Benim hobilerim sadece geniş kapsamlı değil fakat aynı zamanda faydalı da.
The societal implications of this research are likely to be far-reaching.
- Bu araştırmanın toplumsal sonuçları muhtemelen çok geniş kapsamlıdır.
That decision will have far-reaching and serious consequences.
- O kararın geniş kapsamlı ve ciddi sonuçları olacaktır.
This time the scope of the test won't be so broad?
- Bu kez test kapsamı o kadar geniş olmayacak mı?
The problem is beyond the scope of my understanding.
- Sorun, anlayışımın kapsamı dışındadır.
The mobile phone you have dialed is either switched off or outside the coverage area, please try again later.
- Aradığınız telefon ya kapalı ya da kapsama alanı dışında, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.