Close the door, please.
- Kapıyı kapatın, lütfen.
Don't open this door, please.
- Bu kapıyı açma, lütfen.
A car was blocking the gateway.
- Bir araba giriş kapısını kapatıyordu.
This pass is a gateway to India.
- Bu geçiş Hindistan için bir kapıdır.
He commanded me to shut the gate.
- O, bana kapıyı kapatmamı emretti.
Two soldiers kept guard at the gate.
- İki asker kapıda nöbet tuttu.
Tom tried to prevent Mary from opening the door.
- Tom Mary'nin kapıyı açmasını engellemeye çalıştı.
Tom tried opening the door, but it was locked.
- Tom kapıyı açmaya çalıştı, ama o kilitliydi.
Tom headed out the door.
- Tom kapıdan dışarıya yöneldi.
Tom gathered his belongings and headed for the door.
- Tom eşyalarını topladı ve kapıya yöneldi.
Tom snapped his fingers and pointed to the door.
- Tom parmaklarını şakırdattı ve kapıyı gösterdi.
Tom pointed to the back door.
- Tom arka kapıyı işaret etti.
Because the entrance was locked, we couldn't enter the house.
- Giriş kapısı kilitli olduğu için biz eve giremedik.
He thrust the door open and marched in.
- Kapıyı iterek açtı ve içeri yürüdü.
Close the door, please.
- Kapıyı kapatın, lütfen.
Two soldiers kept guard at the gate.
- İki asker kapıda nöbet tuttu.
Will you take me to the gate?
- Beni kapıya götürür müsün?
The researchers use the portal to enter into a different part of the universe.
- Araştırmacılar evrenin farklı bir bölümüne girmek için kapı kullanırlar.
I had the porter carry my luggage to my room.
- Kapıcıya bagajımı odama kadar taşıttım.
The researchers use the portal to enter into a different part of the universe.
- Araştırmacılar evrenin farklı bir bölümüne girmek için kapı kullanırlar.