He's flying on a winged horse.
- O kanatlı bir atın üzerinde uçuyor.
If I had wings to fly, I would have gone to save her.
- Uçmak için kanatlarım olsaydı, onu kurtarmaya giderdim.
This ant is the queen; don't you see she has wings?
- Bu karınca kraliçedir; kanatları olduğunu görmüyor musun?
If you bite your fingernails, sooner or later you will make your fingers bleed.
- Eğer tırnaklarınızı yerseniz, er ya da geç parmaklarınızı kanatacaksınız.
Let's go find a place that serves Buffalo wings.
- Bufalo kanatları servis eden bir yer bulmaya gidelim.
All planes have wings.
- Bütün uçakların kanatları vardır.
The bird flapped its wings.
- Kuş kanatlarını çırptı.
Flap your wings or die.
- Kanatlarını çırp ya da öl.