This sentence is true, but not provable.
- Bu cümle doğrudur ama kanıtlanabilir değildir.
I can attest to everything she just said.
- Onun şimdi söylediği her şeyi kanıtlayabilirim.
I will attest that I did not hear that.
- Bunu duymadığımı kanıtlayacağım.
The rumor proved to be an absolute lie.
- Söylentinin kesin bir yalan olduğunu kanıtlandı.
Battle's never proven peace.
- Savaş asla barışı kanıtlamamıştır.