I heard that a South American camper was eaten by an anaconda.
- Güney Amerikalı bir kampçının bir anakonda tarafından yenildiğini duydum.
He was not a happy camper.
- O mutlu bir kampçı değildi.
You went back to the camp leaving me alone in the primeval forest.
- Beni ilkel bir ormanda yalnız bırakarak kampa geri döndün.
We camped there over the holiday.
- Tatil boyunca orada kamp yaptık.
My father suggested that we go camping.
- Babam bizim kampa gitmemizi önerdi.
I went camping last summer.
- Geçen yaz kampa gittim.
I ran away from the training camp.
- Eğitim kampından kaçtım.
With both mind and body in their best condition, let's look forward to the newcomers' training camp.
- Onların en iyi durumdaki hem zeka hem de vücutları ile, yeni gelenlerin eğitim kampını dört gözle bekleyelim.
Sami was at a fisherman's campground.
- Sami bir balıkçının kamp yerindeydi.
This is a nice-looking campground.
- Burası güzel görünümlü bir kamp alanı.
One gypsy family with their caravan was encamped.
- Bir çingene ailesi karavanlarıyla birlikte kamp yapıyordu.