kaliş

listen to the pronunciation of kaliş
Türkisch - Englisch

Definition von kaliş im Türkisch Englisch wörterbuch

kalış
stay of
kalış
stay

Our stay in London was too short. - Londra'da kalışımız çok kısa idi.

I made friends with her during my stay in London. - Londra'da kalışım sırasında onunla arkadaş oldum.

kal
{f} remain

In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life. - Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.

Words fly away, the written remains. - Söz uçar, yazı kalır.

kal
devolve
kal
hover over
kal
{f} stay

I'd like to stay one more night. Is that possible? - Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?

I can't stay here forever. - Sonsuza dek burada kalamam.

kal
{f} staying

A man named George was staying at a hotel. - George adında bir adam bir otelde kalıyordu.

I should study now, but I prefer staying on Tatoeba. - Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.

kal
{f} remaining

The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife. - Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı.

There were few students remaining in the classroom. - Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.

bir gecelik kalış
overnight stay
kal
word, talk
kal
snub
kal
remains

Words fly away, the written remains. - Söz uçar, yazı kalır.

He remains loyal to his principles. - O, prensiplerine sadık kalıyor.

yüzeyde kalış
superficiality
Englisch - Englisch

Definition von kaliş im Englisch Englisch wörterbuch

kal
Era
kal
Strife
Türkisch - Türkisch

Definition von kaliş im Türkisch Türkisch wörterbuch

kalış
Kalma işi veya biçimi
KAL
(Osmanlı Dönemi) (A, uzun okunur) Söz
kal
Bir düşünceyi anlatabilmek için art arda söylenen kelime dizisi
kal
Koparma, sökme
kal
Söz, lakırtı, laf
kal
(Osmanlı Dönemi) bir şeyi kökünden çekip koparmak, azletmek
kal
çekirge
kal
Maden külçelerinin eritilip arındırılması
kal
Laf, söz
kal
Söz, lakırdı, laf
kal
Koparma, sökme, kökünden söküp atma
kal
Bir alaşımdaki madenlerin erime derecesi farkından yararlanarak bunları birbirinden ayırma işlemi
kal
Söz laf
kâl
(Osmanlı Dönemi) söz
Englisch - Türkisch

Definition von kaliş im Englisch Türkisch wörterbuch

KAL
(Askeri) kritik unsurlar listesi (key assets list)
kaliş
Favoriten