kalıtsal

listen to the pronunciation of kalıtsal
Türkisch - Englisch
{s} hereditary

My son has an hereditary disease. - Oğlumun kalıtsal bir hastalığı var.

My baby has a hereditary disease. - Bebeğimin kalıtsal bir hastalığı var.

heritable
inheritable
hereditary, pertaining to heredity
hereditary, genetic kalıtımsal, irsi
(Biyokimya) inherited
innate
inborn
genetic

There seems to be some genetic problem with this animal. - Bu hayvanın, bazı kalıtsal sorunları varmış gibi görünüyor.

Cystic fibrosis is a genetic disease. - Kistik fibrozis, kalıtsal bir hastalıktır.

hereditament
kalıtsal yapı
genotype
Türkisch - Türkisch
Kalıtımsal
irsi
kalıtsal
Favoriten