Bahçe çıplak ve kahverengi.
- The garden is bare and brown.
Çıplak ayakla sıcak kumda yürüyemeyiz.
- We cannot walk on the hot sand with bare feet.
Tom yalın ayak yürümeye alışık değildir.
- Tom isn't used to walking barefooted.
Tom asla yalın ayak yürümez.
- Tom never walks barefoot.
Raflar oldukça boştu.
- The shelves were pretty bare.
Taşındığımızda daire tamamen boştu.
- The apartment was completely bare when we moved in.