The girl, who had her head on the boy's shoulder, looked around in surprise.
- Kafasını erkeğin omuzuna koymuş olan kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı.
They all have arms, legs, and heads, they walk and talk, but now there's SOMETHING that wants to make them different.
- Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.
It took a load off my mind when our team won the championship.
- Takımımız şampiyonluğu kazandığında kafam rahatladı.
You've got a one-track mind.
- Kafan tek taraflı çalışıyor.
Tom has been racking his brains for a solution to the problem.
- Tom soruna bir çözüm için kafa patlatıyor.
Why did Tom blow his brains out?
- Neden Tom kafasına ateş ederek intihar etti?
We're at our wits' end.
- Kafamız allak bullak olmuş durumda.
Tom is a conspiracy nut.
- Tom kafayı komplo teorileriyle bozmuş biri.
A skull shaped asteroid flew by the Earth on Halloween.
- Bir kafatası şeklinde bir asteroid, Cadılar Bayramı'nda Dünya'nın yanından geçip gitti.
She keeps a human skull on her desk.
- O, masasında bir insan kafatası tutuyor.