The musician shook his head and pushed his little piano away.
- Müzisyen kafasını salladı ve küçük piyanosunu itti.
A cup of coffee cleared my head.
- Bir fincan kahve kafamı aydınlattı.
Try to reproduce the music in your mind.
- Kafanızda müziği yeniden oluşturmaya çalışın.
I couldn't sleep well last night because there were lots of things on my mind.
- Kafamda çok şeyler olduğu için dün gece iyi uyuyamadım.
Tom has been racking his brains for a solution to the problem.
- Tom soruna bir çözüm için kafa patlatıyor.
Why did Tom blow his brains out?
- Neden Tom kafasına ateş ederek intihar etti?
We're at our wits' end.
- Kafamız allak bullak olmuş durumda.
Tom is a conspiracy nut.
- Tom kafayı komplo teorileriyle bozmuş biri.
Tom's skull has been fractured.
- Tom'un kafatası kırıldı.
She keeps a human skull on her desk.
- O, masasında bir insan kafatası tutuyor.
It's a scalp disease.
- Bu bir kafa derisi hastalığı.
My scalp is very itchy.
- Benim kafa derisi çok kaşınıyor.
Sami asked Layla a perplexing question.
- Sami, Leyla'ya kafa karıştırıcı bir soru sordu.
It was frustrating and confusing.
- Sinir bozucu ve kafa karıştırıcıydı.
I know how confusing this must be for you.
- Bunun senin için ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu biliyorum.