Admission to students only.
- Sadece öğrenciler kabul edilir.
Please tell me the requirements for admission to the college.
- Koleje kabul için gerekli şeyleri anlatabilir misiniz.
Those customs found acceptance there.
- O gelenekler orada kabul görmüştür.
Tom gave an acceptance speech.
- Tom bir kabul konuşması yaptı.
The girl's parents agreed to her request.
- Kızın ebeveynleri onun ricasını kabul etti.
President Roosevelt agreed to help.
- Başkan Roosevelt yardım etmeyi kabul etti.
They accepted him as the city's best doctor.
- Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.
In brief, you should have accepted the responsibility.
- Kısacası, sorumluluğu kabul etmeliydin.
We had to agree to total confidentiality and sign a non-disclosure agreement.
- Toplam gizliliği kabul etmek ve bir gizlilik sözleşmesi imzalamak zorundaydık.
Tom nodded in agreement.
- Tom başını sallayarak kabul etti.
They accepted him as the city's best doctor.
- Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.
Your request of this matter has been accepted.
- Bu konuyla ilgili rican kabul edildi.
I persuaded him into accepting the offer.
- Öneriyi kabul etmesi için onu ikna ettim.
Thank you for accepting me.
- Beni kabul ettiğin için teşekkür ederim.
She acknowledged her mistake.
- O, hatasını kabul etti.
He acknowledged my presence with a nod.
- O, bir baş selamı ile varlığımı kabul etti.
All right. I'll accept your offer.
- Tamam, önerinizi kabul edeceğim.
He circulated from table to table at the reception.
- Kabulde masadan masaya dolaştı.
She made a wonderful speech at her friend's wedding reception.
- O, arkadaşının düğün kabulünde harika bir konuşma yaptı.
It's very unlikely that the teacher will believe Tom's excuse for not having his homework done on time.
- Öğretmenin ev ödevini zamanında yapmadığı için Tom'un özrünü kabul etmesi çok zayıf bir olasılıktır.
We agreed that something must be done.
- Biz bir şey yapılması gerektiğini kabul ettik.
I also use this study for receiving guests.
- Bu çalışma odasını misafirleri kabul etmek için de kullanırım.
The motion was approved unanimously.
- Önerge oy birliği ile kabul edildi.
Father will never approve of my marriage.
- Babam, evliliğimi kabul etmeyecek.
Tom gave Mary a thumbs up.
- Tom Mary'yi kabul etti.
Afganistan'ın başkenti Kabil'dir.
- Kabul is the capital of Afghanistan.
Kabil Afganistan'ın başkentidir.
- Kabul is Afghanistan's capital city.