kabul edilebilir

listen to the pronunciation of kabul edilebilir
Türkisch - Englisch
admissible
{s} acceptable

Would this be acceptable to you? - Bu size göre kabul edilebilir mi?

There's a fine line between what's acceptable and what's not. - Kabul edilebilirler ve edilemezler arasında ince bir çizgi vardır.

Acceptable, reasonable, fair
done
non objectionable
acceptable, admissible
receivable
reasonable
decent
(Konuşma Dili) all right
agreeable
allowable
kabul et
(Konuşma Dili) let's face it
kabul et
agree

He didn't agree to my proposal. - Teklifimi kabul etmedi.

They agreed to work together. - Birlikte çalışmayı kabul ettiler.

kabul et
{f} admitted

Tom admitted that what Mary said was true. - Tom Mary'nin söylediğinin doğru olduğunu kabul etti.

Everyone admitted that the earth is a sphere. - Herkes dünyanın bir küre olduğunu kabul etti.

kabul et
{f} conceding
kabul et
concede

The professor I was arguing with finally conceded and said I was right. - Tartıştığım profesör sonunda haklı olduğumu kabul etti.

The accountant would not concede the mistake. - Muhasebeci hatayı kabul etmezdi.

kabul et
{f} postulated
kabul et
acquiesce
kabul et
{f} agreed

They agreed to work together on the project. - Projede birlikte çalışmayı kabul ettiler.

The girl's parents agreed to her request. - Kızın ebeveynleri onun ricasını kabul etti.

kabul et
accept

We must accept life, for good or for evil. - İster iyi olsun ister kötü olsun hayatı kabul etmeliyiz.

I accepted her invitation. - Onun davetini kabul ettim.

kabul et
{f} accepted

In brief, you should have accepted the responsibility. - Kısacası, sorumluluğu kabul etmeliydin.

I accepted her invitation. - Onun davetini kabul ettim.

kabul et
intromit
kabul et
conceded

The professor I was arguing with finally conceded and said I was right. - Tartıştığım profesör sonunda haklı olduğumu kabul etti.

kabul edilebilir
Favoriten