kabarık

listen to the pronunciation of kabarık
Türkisch - Englisch
{s} swollen
{s} puffy

Why isn't it red and puffy? - O neden kırmızı ve kabarık değil?

{s} fluffy

Tom's squirrel has a fluffy tail. - Tom'un sincabının kabarık bir kuyruğu var.

The clouds are white and fairly fluffy. - Bulutlar beyazdır ve oldukça kabarıktır.

raised
balloon
swelling
(çatı) hipped
sticking out/up, bulging out/up
bloated
bunchy
tumid
shaggy
swollen, puffy, turgid; blistered; bulgy, protuberant
swollen, puffed up
bagging
fuzzy
fluff

The snow was soft and fluffy. - Kar yumuşak ve kabarıktı.

The clouds are white and fairly fluffy. - Bulutlar beyazdır ve oldukça kabarıktır.

turgid
(Bilgisayar) emboss
(Denizbilim) bossy
bulgy
protuberant
bouffant
tumefactive
up
eruption
kabarık deniz
high tide
kabarık etek
crinoline
kabarık gömlek
puffy shirt
kabarık kanepe
chesterfield
kabarık kol
puffed sleeve
kabarık olma
fuzziness
kabarık saç modeli
updo
kabarık saçlı
fuzzy
kabarık çatı
hiproof
kabarık çizgi
ridge
elbisenin kabarık yeri
pouf
elbisenin kabarık yeri
pouffe
mayalı kabarık hamur
sponge
Türkisch - Türkisch
Şişinmiş olan
Kabarmış olan
Çıkıntısı olan, tümsekli
KABARIK
Kabarmış olan: "Kabarık göğsündeki, parlak kıvılcımlı tüyleri, altından bir zırh gibiydi."- Ö. Seyfettin. Çıkıntısı olan, tümsekli
kabarık deniz
Gelgit olayında, sular yükseldiğinde denizin durumu
kabarık
Favoriten