Tom has a rough idea about how to solve the problem.
- Tom'un sorunun nasıl çözüleceği hakkında kabaca bir fikri var.
Roughly half of America's fruits and vegetables come from California.
- Amerika'nın meyvelerinin ve sebzelerinin kabaca yarısı Kaliforniya'dan geliyor.
Roughly half of America's fruits and vegetables come from California.
- Amerika'nın meyvelerinin ve sebzelerinin kabaca yarısı Kaliforniya'dan geliyor.
It was out of the ordinary for Chris to behave so roughly.
- Chris'in kabaca davranması sıradışı idi.
Dan rudely insulted a police officer.
- Dan kabaca polis memuruna hakaret etti.