She wrinkled her brows.
- O, kaşlarını kırıştırdı.
The old woman knitted her brows.
- Yaşlı kadın kaşlarını çattı.
Her brow was beaded with perspiration.
- Kaşı terden dolayı boncuk boncuk olmuştu.
Wipe the sweat from your brow.
- Kaşınızdaki teri silin.
Tom has bushy eyebrows.
- Tom'un gür kaşları var.
He showed his disapproval by raising an eyebrow.
- Kaşını kaldırarak onaylamadığını gösterdi.