She wrinkled her brows.
- O, kaşlarını kırıştırdı.
The old woman knitted her brows.
- Yaşlı kadın kaşlarını çattı.
The old woman knitted her brows.
- Yaşlı kadın kaşlarını çattı.
She wrinkled her brows.
- O, kaşlarını kırıştırdı.
Mary started plucking her eyebrows when she was twelve years old.
- Mary on iki yaşındayken kaşlarını yolmaya başladı.
He's got the biggest eyebrows I've ever seen.
- O, şu ana kadar gördüğüm en büyük kaşlara sahip.