Türkisch - Englisch
Definition von kızaran im Türkisch Englisch wörterbuch
- erubescent
- {s} blushing, becoming red
- Red, or reddish; blushing
- kızar
- {f} fried
Avoid fried foods for a while.
-Bir süre kızartılmış yiyeceklerden kaçının.
Fried food does not agree with me.
-Kızartılmış yiyecek bana yaramıyor.
- kızar
- become red
- kolay kızaran
- rubicund
- kızar
- fry
Tom burned his fingers on a hot frying pan.
-Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.
Tom offered Mary a French fry and she took one.
-Tom Mary'ye bir Fransız kızartma sundu ve o bir tane aldı.
- yüzü kızaran
- blushing