I'm going to meet my girl over there.''.
Amanda is a girl of 16.
Your girl turned up on our doorstep.
Stop being such a girl and punch back.
His girlfriend is Japanese.
- Onun kız arkadaşı Japon.
I sometimes wonder if I am a girl.
- Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
Why is this bird called a robin redbreast?
- Bu kuşa neden kızılgerdan diyorlar?
This little girl let the birds escape.
- Bu küçük kız kuşların kaçmasına izin verdi.
His daughter is eager to go with him anywhere.
- Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.
A good daughter will make a good wife.
- İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
That girl who has long hair is Judy.
- Uzun saçlı o kız Judy'dir.
That girl whose hair is long is Judy.
- Saçı uzun olan kız Judy.
Girls are wearing short skirts these days.
- Kızlar bugünlerde kısa etek giyiyor.
These girls use white skirts.
- Bu kızlar beyaz gömlek kullanıyor.
There was once upon a time an old Queen whose husband had been dead for many years, and she had a beautiful daughter.
- Biz zamanlar kocası yıllar önce ölmüş olan yaşlı bir kraliçe vardı ve onun da güzel bir kızı vardı.
I've got a queen of hearts.
- Benim bir kupa kızım var.
I feel resentment against your unwarranted criticism.
- Haksız eleştirine karşı kızgınlık hissediyorum.
Tom resented the fact that Mary got the promotion instead of him.
- Tom onun yerine Mary'nin terfi alması gerçeğine kızdı.
That girl who's wearing a scarf is a virgin.
- Bir eşarp takan o kız bakire.
I want to marry a virgin girl.
- Bakire bir kızla evlenmek istiyorum.
He married a Canadian girl.
- O, Kanadalı bir kızla evlendi.
I sometimes wonder if I am a girl.
- Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs.
- Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.
I like roast chicken.
- Fırında kızartılmış tavuğu severim.
Tom has a lot female friends.
- Tom'un çok sayıda kız arkadaşı var.
That teacher tends to be partial to female students.
- Şu öğretmen kız öğrencilere düşkün olma eğilimindedir.
I miss my little sister.
- Küçük kız kardeşimi özlüyorum.
The mother missed her daughter who was away at college.
- Anne üniversitedeki kızını özledi.
What's your mother's maiden name?
- Annenin kızlık soyadı nedir?
The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine.
- Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.
What's your wife's maiden name?
- Karınızın kızlık soyadı nedir?
Mary's maiden name is Jackson.
- Mary'nin kızlık soyadı Jackson'dur.
Dad uses fire to roast a chicken.
- Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.
Tom loves fried chicken.
- Tom, kızarmış tavuk seviyor.
Tom gave his daughter a stuffed bunny.
- Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.
Mary wore bunny slippers.
- Mary kız terlikleri giydi.
Jill is the only girl in our club.
- Jill Kulübümüzde tek kız.