kıymetli

listen to the pronunciation of kıymetli
Türkisch - Englisch
valuable

The computer is undoubtedly a valuable tool. - Şüphesiz bilgisayar, kıymetli bir alettir.

Every language is equally precious and valuable to its speakers. - Her dil konuşanları için eşit ölçüde değerli ve kıymetlidir.

precious

Water is as precious as air. - Su da hava kadar kıymetlidir.

My father used to say that time is precious. - Babamın o zaman söylediği kıymetli.

valuable, precious değerli
pet
costly
venerable
treasured
worthy
valued

Health is not valued till sickness comes. - Sağlık, hastalık gelene kadar kıymetli değildir.

dear
sterling
kıymet
value

Health is a treasure, the value of which is known only to the sick. - Sağlık değerli bir hazinedir, kıymeti sadece hasta olunca bilinir.

This article is of no value. - Bu makale kıymetsizdir.

kıymetli evrak
negotiable instruments
kıymetli evrak
(Ticaret) endorsement
kıymetli evrak
(Ticaret) negotiable paper
kıymetli evrak
legal instrument
kıymetli kağıt
(Ticaret) security
kıymetli kağıt piyasası
(Ticaret) stock market
kıymetli maden fonları
(Ticaret) precious metals funds
kıymetli madenler fonları
(Sigorta) precious metals funds
kıymetli metaller
precious metals
kıymetli oluş
preciousness
kıymetli posta maddesi
(Askeri) accountable mail
kıymetli taş
gemstone
kıymetli ticari belge
(Ticaret) commercial paper
kıymetli şey
asset
kıymetli şeyler
valuable
kıymetli evrak
Negotiable instrument
kıymetli evrak
legal instrument, legal document; negotiable securities
kıymetli evrakın iptali
(Kanun) cancellation of security
kıymetli kâğıt form issued
by the state for use as a legal instrument
kıymetli maden
didymium
kıymetli madenler
precious metals
kıymetli metal
precious metal
kıymetli olmak
be of value
kıymetli olmak
to be of value
kıymetli olmak
of value
kıymetli paket
(Kanun) value-parcel
kıymetli taş
precious stone
kıymetli taş kesicisi
lapidary
kıymetli yük
valuable cargo
kıymet
dignity
kıymet
value, worth değer
kıymet
securities
kıymet
precious

Water is as precious as air. - Su da hava kadar kıymetlidir.

My father used to say that time is precious. - Babamın o zaman söylediği kıymetli.

kıymet
rate
kıymet
account
kıymet
(Ticaret) value as in original policy
kıymet
preciousness
kıymet
price
Kıymet
(isim) Value, worth
emre yazılı kıymetli evrak
(Kanun) order instrument
kıymet
esteem
kıymet
valuation
pek kıymetli şey
kohinoor
Türkisch - Türkisch
Değerli: "Zamanımızda kıymetli şeylerin muhafazası güçleşti."- B. Felek
Değerli
kıymetli evrak
Senet niteliğinde bir hak bildiren evrak, önemli yazı, belge
KIYMET
(Osmanlı Dönemi) Değer, baha, semen, bedel
kıymet
Değer: "Bir özleyiş ve bir korkudan sonra bayrağın kıymetini ne kadar daha başka, ne kadar daha yakından duyuyordum."- R. E. Ünaydın
kıymet
Değer
kıymetli
Favoriten