kıymetlenmek

listen to the pronunciation of kıymetlenmek
Türkisch - Englisch
to rise in value, to gain value değerlenmek
to increase in value, become more valuable
rise in value
gain value
kıymet
value

Health is not valued till sickness comes. - Sağlık, hastalık gelene kadar kıymetli değildir.

I always place a high value on knowledge. - Ben her zaman bilgiye çok kıymet veririm.

kıymet
dignity
kıymet
value, worth değer
kıymet
securities
kıymet
precious

My father used to say that time is precious. - Babamın o zaman söylediği kıymetli.

Sometimes water becomes a precious commodity. - Bazen su kıymetli bir meta olur.

kıymet
rate
kıymet
account
kıymet
(Ticaret) value as in original policy
kıymet
preciousness
kıymet
price
Kıymet
(isim) Value, worth
kıymet
esteem
kıymet
valuation
Türkisch - Türkisch
Değerlenmek
KIYMET
(Osmanlı Dönemi) Değer, baha, semen, bedel
kıymet
Değer: "Bir özleyiş ve bir korkudan sonra bayrağın kıymetini ne kadar daha başka, ne kadar daha yakından duyuyordum."- R. E. Ünaydın
kıymet
Değer
kıymetlenme
Kıymetlenmek işi
kıymetlenmek
Favoriten