kıymet

listen to the pronunciation of kıymet
Türkisch - Englisch
value

Health is not valued till sickness comes. - Sağlık, hastalık gelene kadar kıymetli değildir.

I always place a high value on knowledge. - Ben her zaman bilgiye çok kıymet veririm.

value, worth değer
securities
precious

My father used to say that time is precious. - Babamın o zaman söylediği kıymetli.

The diamond is a precious stone. - Elmas kıymetli bir taştır.

rate
account
(Ticaret) value as in original policy
(isim) Value, worth
dignity
preciousness
price
esteem
valuation
kıymet biçmek
(Ticaret) assess
kıymet koymak
(Ticaret) value
kıymet üzerinden ad valorem, according
to value
kıymet bilmek
appreciate
kıymet beyanı
(Ticaret) declaration of value
kıymet biçme
(Kanun) assessment
kıymet biçmek
evaluate
kıymet esaslı tarife
(Politika, Siyaset) ad valorem tariff
kıymet esaslı tarife
ad valorem
kıymet takdir etme
valorization
kıymet takdir etmek
(Ticaret) valorize
kıymet takdir etmek
value
kıymet takdiri
(Ticaret) appraisement
kıymet takdiri
(Ticaret) evaluation
kıymet esaslı tarife (ad valorem)
(Ticaret) ad valorem tariff
kıymet vermek
appreciate
kıymet analizi
(Ticaret) value-analysis
kıymet artış vergisi
value added tax
kıymet artışı
increase in value, appreciation
kıymet biçmek
to evaluate, to assess
kıymet biçmek
to value (something) at (a certain amount of money)
kıymet fazlalığı
(Ticaret) over value
kıymet incelenmesi
(Ticaret) value-judgment
kıymet indeksi
(Ticaret) value index
kıymet koymak/takdir etmek
to value, appraise, or assess (something) at (a certain amount of money)
kıymet noksanlığı
(Kanun) diminution in value
kıymet tablosu
(Askeri) data board
kıymet takdir etmek
to assess, to appraise
kıymet takdirinde usul
(Kanun) procedure of valuation
kıymet vermek
to value, attach importance to
kıymet vermek
to esteem, to appreciate
kıymet üzerinden resim
(Latin) ad valorem duty
kıymet ver
dignify
beyan edilen kıymet
(Ticaret) declared value
menkul kıymet borsaları
(Ticaret) securities exchanges
menkul kıymet borsası
(Ticaret) securities exchange
kıymet ver
{f} dignified
gümrük Kıymet Komitesi
(Ticaret) customs Valuation Committee
menkul kıymet
(Finans) Security
sabit kıymet
Fixed asset
itibari kıymet
nominal value
kıymet vermek
esteem
kıymetler
(Hukuk) assets
likit kıymet
(Ticaret) quick assets
menkul kıymet analizi
(Ticaret) securities analysis
menkul kıymet fiyatı
(Ticaret) stock quotation
menkul kıymet geliri
(Ticaret) interest-dividend income
menkul kıymet ihracı
(Ticaret) issuance of securities
menkul kıymet ihracı
(Ticaret) security issuance
menkul kıymet ihraç etmek
(Hukuk) to issue securities
menkul kıymet numarası
(Ticaret) security number
nakdi kıymet
cash value, monetary worth
nesnel kıymet
(Ticaret) objective value
ortalama kıymet
mean value
toplam kıymet
total value
vadeli menkul kıymet
(Kanun) redeemable security
Türkisch - Türkisch
Değer: "Bir özleyiş ve bir korkudan sonra bayrağın kıymetini ne kadar daha başka, ne kadar daha yakından duyuyordum."- R. E. Ünaydın
Değer
KIYMET
(Osmanlı Dönemi) Değer, baha, semen, bedel
EFEKTİF KIYMET
(Hukuk) Gerçek kıymet
MÜTEDAVİL KIYMET
(Hukuk) Hemen paraya çevrilebilecek değer
TALİ KIYMET
(Hukuk) İkincil değer; bilançoda başlı başına değer ifade etmeyecek kıymet
nakdi kıymet
Para bakımından değeri
Englisch - Türkisch

Definition von kıymet im Englisch Türkisch wörterbuch

kıymet bilmek
Appreciate, value, treasure, assess
kıymet
Favoriten