Sami was dressed in cowboy attire.
- Sami kovboy kıyafeti giyindi.
She is careless about her attire.
- O, kıyafeti hakkında dikkatsiz.
Her dress is blue with white spots.
- Onun kıyafeti mavi ile beyaz benekli.
There is no dress code.
- Kıyafet zorunluluğu yok.
We went up two floors to reach the apparel stalls.
- Kıyafet tezgahlarına ulaşmak için iki kat yukarı çıktık.
I love the outfit you're wearing.
- Giydiğin kıyafeti seviyorum.
What did Tom think of your outfit?
- Tom kıyafetinle ilgili ne düşündü?
Both wore dark clothing.
- Her ikisi de koyu renk kıyafetler giymişti.
This clothing is my coworker's, not mine.
- Bu kıyafetler benim iş arkadaşımın, benim değil.
Have you decided what your Halloween costume will be?
- Cadılar Bayramı kıyafetinin ne olacağına karar verdin mi?
We've been invited to a costume party.
- Bir kıyafet balosuna davet edildik.