The fatal stabbing was sparked by an argument that got out of control.
- Ölümle sonuçlanan bıçaklama olayının kıvılcımı, kontrolden çıkan tartışmadan çıkmıştı.
A spark would be enough to burn a forest.
- Bir ormanı yakmak için bir kıvılcım yeterli olur.
Sparks rained on the street from the burning house.
- Yanan evden caddeye kıvılcımlar yağdı.
There are sparks flying out of the electric socket.
- Elektrik prizinden uçuşan kıvılcımlar var.
A small spark often ignites a big flame.
- Küçük bir kıvılcım sık sık büyük bir alevi ateşler.